zor zamanların gölgesindeyiz, mevsimler
yaşlı ve etraf toz duman
yıllar sonra istiridye içinden çıkıp
merhaba demek istiyoruz sevdiklerimize
geçmiş sıradan bir nostalji hayat maviye çevriliyken
toz zerrecikleri uçuşuyor havada
ay ışığında sevmek hiç günah değil diyorum
arkada bıraktığım mevsimlerin yalnızlığında
uzanıyorum; oksijenim küle dönüşmeden eski yıllara
gökyüzünde asılı bulutlar, rüzgârda savruldukça
birisi çekil diyor güneşin önündeki zamana
sanki eski günlerimi buluyorum denize ulaşan sokaklarda
yüzümde bir gülümseme; kış rengi düşünceler akıyor belleğimden
okyanus gözlerine düşerken
zaman izin veriyor fotoğraflara bakmama
yüzler bizim yüzlerimiz
saçlarımız gür inadına, yaşlarımız olsa olsa yirmi bir
fonda saat kulesinin sesi, okulun sesi
başka dünyalardan gelen fotoğrafların çan sesi, gençliğimin sesi
gençliğim, ahh benim uzanacağımız kadar çok yakın gençliğimin
havalara resimlerini çizdiğim gençliğim
kalabalığın arkasındaki tozlu günlerim
suları kesik öğrenci yurdum
bezgin saatlerin arkasındaki vizelerim
gecenin bir vakti deli deli çarpan yüreğim
güzelliğinden çok deliliğini sevmiştim ben
öptüm; gamzeler açtı yüzümde dağılmam belki de bu yüzden
コメント